Aile, ikamesi olmayan en küçük kurumdur. Siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal değişmeye hem etkide bulunur, hem de bu değişimlerden derinden etkilenir. Tüm ülkelerde aileye yaklaşım, ülkedeki siyasal gücün bakış açısı ile şekillenir ve farklılaşır. Ailenin üreme, çocukların bakımı ve beslenmesi, aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarının karşılanması gibi fonksiyonlarının yanı sıra sosyalleştirme ve kültürleme fonksiyonları ile sosyal ve kültürel yönden yeniden üretimi gerçekleştirme özelliği devletlerin en çok ağırlık ve önem verdikleri yanıdır.
Nelson’a (1985) göre, bunun kanıtlarını geçmişte, sosyalist ülkelerde ailenin sosyalist norm, değer ve inançlara ulaşmada bir araç olarak kullanmasında veya dünyada demokrasinin bayraktarlığını yapma iddiasını taşıyan İngiltere ve ABD’de ailenin bireyciliğin ve demokrasinin devamı için gerekli bir kurum olarak görülmesinde bulmak mümkündür (Kontaş 1992:40).
Aileye ilişkin üretilen çeşitli tanımlarda üyelerin niceliği, niteliği ve aileyi oluşturan birliğin sosyo-kültürel yapısı belirleyicidir. Birinci derece yakınları da içine alan geleneksel geniş aile; ebeveyn(ler) ve çocuklarla sınırlandırılmış modern çekirdek aile veya her ikisinin çeşitli yönlerden bileşimi olan geleneksel çekirdek aile en yaygın aile tipleridir. Türkiye’de ailenin nasıl anlamlandırıldığı üzerinde durursak kalkınma planları anlamlı referanslar olabilir. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Aile Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda (DPT 2001) aile, “ana-baba-çocuklar ve tarafların kan akrabalıklarından oluşan ekonomik ve toplumsal bir birlik” olarak tanımlanmaktadır. Tanımda öne çıkan unsurlar, aileyi oluşturan ve kutsiyet atfedilen birliğin evlilik ve bunun biyolojik ürünü olan çocuklarla şekillenmesidir. Tanım geleneksel çekirdek aile modeline karşılık gelir. Güncel bir tanımda ise, aile, doğum, evlilik veya evlat edinme yolu ile birbirine bağlı ve bir arada yaşayan iki veya daha fazla üyeden oluşan gruptur (Bagavos ve Martin 2002:21). Bu tanım, bugünün Avrupa ülkelerinde aileye yaklaşım açısından önemli ipuçları içermektedir. Türkiye’nin aksine ülkelerin sosyo-kültürel gerçekleriyle daha uyumlu bir niteliğe sahip olduğu da açıkça görülmektedir. Tanımda dikkati çeken boyut, ailenin temel belirleyicisinin geleneksel görüşün aksine yalnızca evlilik olmayışıdır. Avrupa ülkelerinde farklı resmi aile tanımları görülmekle birlikte, tüm ülkelerde çocuklu veya çocuksuz evli çiftlerle, çocuğuyla bir arada yaşayan (erkek veya kadın) tek yetişkin aile olarak tanımlanmaktadır.
Atıf için (APA 5): Tuncay, T. (2010). “Avrupa Birliği Ülkelerinde Aile Politikaları ve Türkiye”, Sosyal Hizmet, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayını, Haziran, Ankara, ss.1-8.
Makalenin tam metni için lütfen buraya tıklayınız.
Makalenin tam metni için lütfen buraya tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder